6 Eylül 2008 Cumartesi

Armenia Match


Tarihimizde ilk kez A milli takımlar düzeyinde karşı karşıya geldiğimiz Ermenistan'ı bu ilk randevuda mağlup ettik. Rusya 2. liginde forma giyen oyuncuları ile dikkat çeken Ermenistan, teknik olarak zayıf bir ekip görüntüsü verdi. Ermeniler yalnızca savunmamızın hatalarından ve duran toplar ile gol bulmaya çalıştı. Kalite olarak rakibinden çok üstün olan A Milli Futbol Takımımız ise ikinci yarıdaki etkili futboluyla üç puan almasını bildi.....

Diyor ajanslar bu haberlere olur diyen futbolsever varsa berigelsin.

MAÇTAN DAKİKALAR (İLK YARI)
3. dakikada Aurelio'un soldan ortasında Mevlüt'ün kafayla indirdiği topa ceza sahası sol çaprazında Semih sert vurdu, kaleci Berezovski topa sahip oldu.
7. dakikada Mkhitaryan'ın ceza sahası dışından sert şutunda kaleci Volkan topu iki hamlede kontrol etti.
11. dakikada Semih'le yaptığı duvar pası sonucu ceza yayı önünde topla buluşan Emre'nin sert şutunda meşin yuvarlak az farkla auta çıktı.
26. dakikada Mevlüt'ün ceza sahası sağ köşesi önünde düşürülmesiyle kazanılan serbest vuruşu Emre kullandı. Emre'nin vuruşunda top az farkla üstten dışarı çıktı.
29. dakikada Tuncay'ın derinlemesine pasıyla ceza sahasına giren Mevlüt'ün kaleci ile karşı karşıya vuruşunda top az farkla yandan auta gitti.
35. dakikada Mevlüt, ceza sahası içinde kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda kötü vurunca kaleci Berezovski topu kotrol etti.
MAÇTAN DAKİKALAR (İKİNCİ YARI)
52. dakikada Hakan Balta ceza sahası çizgisi üzerinde ayağı kayıp düşünce top, Khachatryan'ın önünde kaldı. Gökhan Zan araya girerek, tehlikeyi önledi.
61. dakikada Ay-yıldızlı ekibin atağında Arda'nın soldan ceza sahasına ortasında, arka direkte Kazım'ın indirdiği topu Tuncay gelişine sert bir vuruşla ağlara gönderdi. 0-1
65. dakikada soldan hızla hareketlenen Arda, rakiplerini geçtikten sonra ara pasıyla Semih'i ceza sahasına kaçırdı. Semih'ten önce Ermenistan defansı araya girerek topu uzaklaştırdı.
68. dakikada Arda'nın sol çaprazdan kullandığı serbest vuruşta top az farkla auta çıktı.
77. dakikada Emre'nin sağdan kullandığı kornerde, Aurelio'nun kafayla arkaya aşırttığı topu arka direk dibinde Semih, ağlarla buluşturarak farkı 2'ye çıkardı. 0-2
79. dakikada sağ çaprazdan ceza sahasına giren Ayhan, kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda sert vurdu, top kaleci Berezovski'den döndü.

Encabezamiento 12


Bugün Avusturya ile oynanacak hazırlık karşılaşmasıyla İtalya milli takım teknik direktörlüğü koltuğunda tekrar boy gösterecek olan Lippi, en son 25 ay önce Fransa ile oynanan Dünya Kupası finalinde takımının başındaydı.

Son gelen haberlere göre tecrübeli teknik adam, ileri hatta Del Piero, Di Natale ve Gilardino’yu sahaya sürmeyi planlıyor.

Juve’nin kanat oyuncusu Mauro Camoranesi’nin hafif sakatlığı nedeniyle forma giyemeceği karşılaşma öncesinde açıklamalarda bulunan 60 yaşındaki teknik adam, hazırlık karşılaşmasında önemli bir oyuncusunu riske atmayacağını söyledi.

“Oldukça yoğun çalışıyoruz. Yine de Camoranesi’yi oynatarak risk almayacağım.”

“Bana sorarsanız rakibimiz Avusturya, Euro 2008’de çok da kötü değildi. Kötü sonuçlar almış olabilirler ancak bu onların kötü oynadığını göstermez.”

“Taktiksel açıdan agresif bir görüntü çizmeyi planlıyoruz. Bu nedenle forvet hattında üç oyuncum yer alacak.”

En son 1998 Dünya Kupası grup maçlarında Paris’de karşılaşan iki ekip, sahadan 2-1 galip ayrılmıştı. Golleri ise Christian Vieri ve İtalyan efsanesi Roberto Baggio atmıştı.

Ibrahimovic, 6 milyon olan yıllık ücretini 11 milyon avroya çıkartan sözleşmeye imza atarak İtalya’nın en çok kazanan futbolcusu oldu. Onu 9 milyon avroyla Kaka takip etti. İki Milano takımı da oyuncularına yıllık toplam 120 milyon avro öderken, Juventus 115 milyon avro ile onları takip ediyor. Roma ise 60 milyon avro ile en çok para ödeyen dördüncü kulüp.

Gazetede yer alan rapora göre Serie A’da futbolculara verilen toplam para geçen yıla göre 101.9 milyon avro artarak 768.4 milyon avro oldu.
25 yaşındaki oyuncunun transferi bütün yaz merakla beklenen bir haberdi. En nihayetinde 30.6 milyon avroya oyuncunun transferi tamamlandı.

Lacivert siyahlı ekip ilk etapta Porto’ya 18.6 milyon avro ödeyecek. Oyuncunun performansına bağlı olarak 6 milyon bonus da var. Bunun yanında Portekizli orta saha oyuncusu Pele’de Porto’nun yolunu tuttu.

Quresma bugün basına tanıtılırken oyuncu basın toplantısında şöyle konuştu:

“Burada olmaktan mutluyum ve umarım benim katkılarımla takımım başarılı olur”

“Buraya gelmek benim için rüyaların gerçek olması demek. Porto konusunda kırgın değilim. Bana bunca yıl verdiklerinden sonra onlara oldukça minnettarım”

“İtalya’da oldukça önemli oyuncular var ancak ben kimseden korkmuyorum. Ne Ronaldinho’dan ne de Milan’dan çünkü benim takım arkadaşlarımın hepsi gerçek birer şampiyon”

Mourinho’nun 4-3-3 taktiği için özellikle istediği Quaresma, İnter’de 77 numaralı formayı giyecek.

M.City Bank Arabic

Foto=Sport.es
City’nin yeni sahipleri futbollarını bir üst seviyeye çıkarmak istiyorlar. Bunun içinde çok fazla para harcayıp dünyanın en iyi oyuncularını kadrolarına katmaya çalışıyorlar.

Sulaim al-Fahim paranın gücü olduğunu biliyor ve Buffon, transfer listesindeki ilk isim olarak gözüküyor.

“Dünyadaki en iyi oyuncuları almaya çalışacağız ve alacağız; en iyi olmak istiyoruz.”

Leggo'nun iddiasına göre İngiliz kulübünün Juventus’a yetmiş milyon avroluk bir teklif yapmaya hazır olduğu belirtildi.

Juventus’un satmayı düşünmediği, hırslarını Şampiyonlar Ligi için sakladıkları ama yüksek teklifin dikkat çekebilebileceği de haberde belirtilmiş.

Buffon 2001 senesinde Parma’dan Juventus’a rekor ücret karşılığında (40 milyon avro) gelmişti.

You Are The Ref

Rooney
John Terry,2006
David Bentley,2008
Hernan Crespo,2006
Mark Halsey,2008
David James,2006
Ronaldinho,2006
Edgar Davids, 2006
Robbie Savage, 2006

5 Eylül 2008 Cuma

ONORE A GABRIELE SANDRI

GALATASARAY ultrAslan
Every ultra is different. There are those who only active with a group and those who make up a group for themselves. Ultras are all different but they are all united by their love for their own team, their determination to endure for over 90 minutes on their feet despite the rain and the cold, they are united by the warming effect of a chant sung out at the top of their voices. They are united by the security of the friend who sleeps at their side on the train taking you home from an away game, by the swaggering walk through a rival city, by the joy of setting off on an away trip and the tiredness of the return home. They are united by that shared sandwich after hours of hunger, by that cigarette offered on the train and repaid in the stand, by that argument about the left winger on the bench shared in the gloom of a night train. They are united by a mentality. The things which unite us simultaneously divide us from the outside world, they separate us from worried parents, scandalised uncles, frightened classmates or disgusted teachers. Ultras are the exception to the rules, the unexpected which surprises you, the surprise which wipes the smile from your face when you thought you'd got away with it. Ultras are also the arm which pulls you up onto the truck before they shut the doors. Ultras are all this and more, many more emotions which can't be put into words.

Ciao Gabriele
A boy from the Sud
(Bir AS Roma taraftarının Gabriele yazdığı mektuptan...)
LAZIO PARMA 25/11/2007Anzio-Civitavecchi
Apoel Nicosia (Basket)
Bellinzona-Sion
DynamoKiev-Roma
FCKoln
LosannaHokey
Monaco1860
Sambenedettese
Panathinaikos
Kosice
Wien

NAPOLI NAPOLETANO ULTRAS STAZIONE TERMINI

4 Eylül 2008 Perşembe

YAĞMA!!!




Türk Telekom, Arapın.

Telsim, İngilizin.

Kuşadası Limanı İsraillinin.

İzmir Limanı, Hong Konglunun.. .

Araç muayene işi, Almanın.

Başak Sigorta, Fransızın.

Adabank, Kuveytlinin.

İETT Garaj,ı Dubailinin.

Avea, Lübnanlının.


Petkim? Ermeninin. (Kazaka sattık, dediler. Kazağı bi çıkardık..

Ermeni...)

Rakı , Amerikalının.

Finansbank, Yunanlının...

Oyakbank, Hollandalının.

Denizbank, Belçikalının.

Türkiye Finans, Kuveytlinin.

TEB, Fransızın.

Citibank, İsraillinin.

MNG Bank, Lübnanlının.

Alternatif Bank, Yunanlının.

Dışbank, Hollandalının.

Şekerbank, Kazakın.

Yapı Kredinin yarısı İtalyanın.

Turkcellin yarısı Finlinin Rusun.

Beymenin yarısı Amerikalının.

Enerjisanın yar ısı Avusturyalını n.

Garantinin yarısı Amerikalının.

Eczacıbaşı İlaç, Çekin.

İzocam, Fransızın.

TGRT(Fox) Amerikalının.

Demirdöküm, Almanın.

Döktaş, Fransızın.

Süper FM, Kanadalının.


-------------------------

HEPSİ TÜRK'TÜ!

Sadece 4.5 yıl önce.

Çok önemli....

ASIL DEGERİ 9 (DOKUZ) TRiLYON DOLAR, DiKKAT 9 MiLYAR VEYA

9 MiLYON DEGiL 9 TRiLYON DOLAR!!...

ABD SADECE 40 KIRK MiLYON DOLARA HEPSİNİN SAHİBİ OLDU!

YAZIKLAR OLSUN....

KAPTIRANA, VERENE SUSUP SEYREDENE!..

31 Ağustos 2008 Pazar

Bir Güney Tribünü Hikayesi

1977 yılına kadar, roma fanatiklerinin yer aldığı güney tribünü (curva sud), çok sayıda küçük ve birbirinden bağımsız grubu barındırıyor, haliyle her grup kendi borusunu öttürmeye çalışıyordu.

09 ocak 1977de oynanan roma-sampdoria maçı, çok şeyin başlangıcı oldu. GUERRIGLIERI DELLA CURVA SUD, FEDAYN, PANTHERE, BOYS ve FOSSA DEI LU PI grupları bir araya gelip yeni bir oluşumun ilk adımını attılar. CUCS. yani, COMMANDO ULTRA CURVA SUD.

artık roma tribünleri tek bir vücut olmuştu. 1977 yılından 1987ye kadar, CUCS, tüm italyaya, hatta tüm dünyaya bir takımın nasıl desteklenmesi gerektiğini, taraftarlığın ne demek olduğunu öğretti.

bu güç, güney tribününe kattıklarının yanı sıra, as roma takımına da çok şey kazandırdı, en son ve yegâne şampiyonluğunu 1942 yılında kazanabilen as roma, bu on yıllık sürece 1 italya şampiyonluğu (1983) ve 4 italya kupası (1980, 1981, 1984 ve 1986) sığdırdı, kuzey italya ittifakına (juve-milan-inter) rağmen...

bu süreç, 1987 yazında, ss laziodan alınan manfredonianın gelişiyle birlikte sarsıntıya uğradı.

bu arada bir parantez açıp ss lazio ve as roma takımlarının, başkent roma şehrinin takımları olduğunu ve aralarının hiç iyi olmadığını, galatasaray-fenerbahçe rekabetinin bu rekabetin yanında, amiyane tabirle solda sıfır kaldığını da hatırlatalım.

güney tribününü domine eden ve o dönemde tüm romanın gururu olan CUCS, başkan violaya, lazio forması altında roma taraftarları için kötü sözler sarf eden manfredoniayı kendi takımlarında istemediklerini defalarca söyledi, üstüne üstlük manfredonia, lazio taraftarlarınca bile maç satmakla itham edilen, bu yüzden lazio tribünlerince kınanan bir futbolcudur.

bütün protestolara rağmen, manfredonia, laziodan romaya transfer olur.

CUCS, transferin ardından kendi içinde bir ikilem yaşar, manfredonia gibi bir futbolcunun, as roma forması giymesini içine sindiremeyen radikal bir kesim grup, tribünlere G.A.M. (GRUPPO ANTI MANFREDONİA) pankartını asar. başka bir grup ise daha farklı düşünmektedir, her ne kadar bu futbolcu manfredonia da olsa, artık as roma forması taşımaktadır ve her maç ısrarla ıslıklanması doğru değildir.

CUCS-GAM, manfredonia karşıtı gösterilerine daha hazırlık maçları esnasında başlamış, ligin başlaması ile birlikte dozajını artırmıştır.

21 eylül 1987de oynanan roma-genoa kupa maçı esnasında, CUCS-GAM, tribünlerde bir pankart açar. uygunsuz adam, o formayı üzerinden çıkart ya da bizdeki formatıyla roma forması sana yakışmaz.

sonuç çok acı olur. yüzlerce taraftar güney tribününde birbirine girer, iki taraftar bıçaklanır.

o günden sonra roma tribünleri hızla kan kaybeder. CUCS çatısı altında toplanan bir sürü grup tekrar eski yerlerine ve kalıplarına çekilir.

bu gruplardan birisi olan FEDAYN, bu tarihten sonra hiçbir organizasyona ve hatta tezahüratlara katılmaz, hep kendi başına tezahüratlar yapar.

bir diğer grup BOYS, zaten artık kendi adına olan pankartı güney tribününe asmaktadır.

artık ne yapılsa çok geçtir, zira bölünme bir kez başlamıştır.

CUCS-GAMın içinde yeralan ve diğer grupları ultra hareketine ihanet etmekle suçlayan bir grup taraftar, diğer gruplarla olan köprüleri yakacak ve kendi gruplarını kuracaklardır, OPPOSTA FAZIONE.

roma tribünlerinin dağınıklığı yıllarca devam etti. enteresandır, bu dönemde, 1991 yılında alınmış olan italya kupası dışında, sportif bir başarı da gelmedi.

roma tribünlerini, bu dönemde, VECHIO CUCS, BOYS, FEDAYN, LA VECHIA GUARDIA, OPPOSTA FAZIONE, XXI APRILE 753 AC, vb... birçok grup temsil etti. ama curva sud, hep başıboş ve dağınık kaldı.

taaaa ki 1990lı yılların sonuna kadar... bu dağınıklığın, as roma takımından ve onun yansıması olan güney tribününden neler götürdüğünü fark eden bir grup taraftar, yine yeni bir oluşuma imza attılar. AS ROMA ULTRAS.

SAG (SQUADRE DAZIONE GIALLOROSSE), MODS ve bir kısım FEDAYN üyesi bir araya gelip 1996 yılında AS ROMA ULTRASı kurdu. 1999 yılında, OPPOSTA FAZIONE, FEGATI SPAPPOLATI ASR, LA VECHIA GUARDIAnın katılması ile daha da büyüdü, bugün güney tribününün bir sahibi var, artık önceki yıllarda olduğu gibi başı boş değil.

bu birleşmede, tabii ki roma şehrinin takımları olan as roma ve ss lazionun finansman olarak güçlenmesi ve artık kuzey italya ittifakının hegemonyasını yıkmak istemesi, ezeli rakip lazionun gerek sportif başarı anlamında, gerekse tribün anlamında (lazio tribünlerini yıllardır IRRIDUCIBILI grubu neredeyse tek başına başarı ile temsil etmekte) romayı geçmeye başlaması da etken olmuştur.

takımın güçlenmesi ve güney tribünündeki bu yeni hava ile birlikte, as roma, 2001 yılında (tam 18 sene aradan sonra) tekrar şampiyonluğa koşar, bugünlerde güney tribününde, başı çeken AS ROMA ULTRAS dışında birçok irili-ufaklı grup bulunmaktadır, en önemlileri;

FEDAYIM: 1972 yılında güney tribününde kuruldu. Bu grubun 1970'li yıllardaki sloganı, "sarı-kırmızı olmayan her şeyin imha edilmesi" üzerineydi. 1977 yılında CUCS'un oluşumuna katıldı. 1987 yılındaki ayrılıktan sonra 1992 yılında tekrar toparlandı. 1996 yılında bir grup üyesi AS ROMA ULTRAS'ın kuruluşuna katıldı.

XXI APRILE 753 AC: 1992 yılında CUCS ESQUILINO (esquilino, roma'nın bir semti) ve CENTURIONI gruplarının bir araya gelmesi ile kuruldu. Grubun adını koymakta zorlanan üyeler, en sonunda bir isim buldular: 21 eylül 753. bir gruba, hem de roma'lı olmakla övünen bir gruba, roma şehrinin kuruluş tarihinden daha güzel bir isim verilemezdi herhalde.

BOYS: 1972 yılında, kuzey tribününde kuruldu. 1977 yılında, güney tribününe geldi ve CUCSun oluşumuna katıldı. 1984 yılında CUCStan ayrıldı.

ayrıca, genelde 20-30 kişiden oluşan ORGOGLIO CAPITOLINO, LUPI, SAN LORENZO PRIMAVELLE, ORGOGLIO ROMANO vb. gruplar, güney tribününde ve hemen yan tribün olan distinti tribününde yer alıyorlar.

bu arada, artık kuzey tribünü de boş değil, orada da, ASR CLAN (benim favori gruplarımdan, 19 nisan 1998 tarihinde kuruldu), BFR, GLADIATORI, vb. gruplar, as roma takımını en iyi şekilde desteklemeye devam ediyorlar.

güney tribününü, komple kale arkası gibi düşünmemek lazım, korner direkleri hizasındaki yüksek cam bölmelerle ayrılmış olan bir kesim (hani bursanın radikal grubunun bulunduğu yer), distinti tribünü olarak adlandırılmaktadır, buradaki seyirciler, genelde oturarak maç izlerler, ataklarda ve önemli pozisyonlarda ayağa kalkarlar, curva sud kadar olmasa da, takımlarını desteklerler, güney tribünü (curva sud) denen kısım ise, tam da kalenin arkasındaki kesimdir.

romanın fanatikleri buradadır. Bu tribünün biletlerinin tamamı sene başında kombine olarak satılmaktadır, dolayısıyla tüm grupların tribün içindeki yerleri bellidir, buradaki fanatikler 90 dakika boyunca ayakta tezahürat yaparlar, tezahüratlar bizdeki gibi öyle 5-10 dakika sürmez, devamlı aynı şeyi söyleyip stadio olimpicodaki insanları uyutmaya çalışmazlar, kısa süreli (en uzunu 30 saniye sürer dersem, çok mu şaşırırsınız?) ve coşkulu tezahüratlar tercih edilir, sık sık tezahüratlar değiştirilir, böylece diğer tribünlerdeki seyircilerin katılımı da sağlanmış olur. tüm gruplar, kendi adlarına yaptırdıkları materyalleri (atkı, t-shirt, fanzine, vb.) güney tribününün koridorlarında satarlar.

curva sudda yer alan grupların arası oldukça iyidir, büyük maçlarda, hazırlıklar birkaç hafta önceden başlar, önce neler yapılacağına karar verilir, kararı, bu aralar güney tribününü sürükleyen ASR ROMA ULTRAS ve FEDAYIM gruplarının üyeleri almaktadır, öteki gruplar, yeteri kadar güç ve dolayısıyla söz hakkına sahip olmadıkları için, verilen karara ortak olurlar, sadece, içlerinden BOYS grubu, bazen kendi başına bir şeyler yapar.

derbi maçlarında, yani lazioya karşı verilecek mücadele öncesinde, hazırlıklar, en az 1 ay önceden başlar, hangi koreografinin yapılacağına maksimum 10 kişi karar verir, sonra, bu koreografinin nerede yapılacağı ve maliyet tespit edilir, finansman, satılan materyallerden, o da yetmezse cepten sağlanır, son bir haftaya gelindiğinde, yaklaşık 50-60 kişi, sabah 10dan akşam lle kadar çalışmaktadır, maç günü, bizdeki gibi erkenden stada girilir, o gün yapılacak koreografi, curva sud�un koridorlarında prova edilir, koreografinin zamanlaması önemlidir, genelde, takım son kez sahaya çıktığında, serenomiden hemen önce tercih edilir, ne yapılması gerektiği (yani ne zaman neyin kaldırılacağı vs...), tribünün ön saflarında yer alan ve ellerinde megafonlar bulunan grup liderleri tarafından söylenir, derbi maçlarında, bazen her şey istendiği gibi gitmeyebilir, zira o anda, güney tribünündeki taraftarlar alt alta, üst üstedir, deyim yerindeyse, iğne atsan yere düşmez bir kalabalık vardır, ama genelde, yüzlerinin akıyla çıkarlar.

gerek romanın güney tribününde, gerekse italyanın başka tribünlerindeki gruplar, maddî bir çıkar gözetmezler, maddi bir bağımlılığın ultra kültürlerine uymadığını, bunun özgürlüklerini kısıtlayacağını düşünürler, tüm gelir kaynakları, satılan materyallerdir, yetmeyen durumlarda, üyeler kendi ceplerinden harcama yaparlar.

tüm dünyada olduğu gibi, romanın fanatikleri de kale arkasında kümelenmektedir. bunun temelde iki büyük faydasını görmekteyim;

1. maalesef bizim toplumumuzda, insanlar gelir seviyelerine göre sınıflandırılmaktadır, stadlarda da benzer şekilde, parası çok olan numaralıya, daha az olan kapalıya, az olan yada hiç olmayan kale arkasına gitmek zorunda bırakılmaktadır, bu da, futbolun birleştiriciliğine darbe indirmektedir, halbuki dünyada, kale arkasına giden insanlar, toplumdaki statülerini 90 dakika da olsa bir kenara bırakmakta, tek bir bayrak altında birleşebilmektedir.

2. bizdeki stadlarda, taraftarların bölünmüşlüğü sonucu koordinasyon tam olarak sağlanamadığından, numaralı ayrı telden, kapalı başka bir telden, kale arkaları daha ayrı bir telden çalmaktadır, bu da taraftarın sesinin tek bir ağızdan, ama yüksek volumede çıkmasını engellemektedir.

biz, türkiyedeki tribün grupları, henüz bu ayırımı, yani taraftarım diyen herkesin tek bir mekânda buluşmasını sağlayamadık, her şeye rağmen, ülkemizde de, kale arkasını mesken edinen birkaç tribün mevcut, en iyileri ise, bursa (radikal ve teksas grupları), antalya (07 gençlik) ve ankaragücü (gecekondu).

darısı diğer tribünlere.
not: bu yazıyı beni ve eşimi romada en iyi şekilde ağırlayan, o muhteşem CURVA SUDun havasını teneffüs etmemizi sağlayan, AS ROMA ULTRAS grubunun kafa adamlarından sevgili LORENZOya ithaf ediyorum. GRAZIE LORENZO.

Tribün Dergi Sayı 3 - Kasım 2001
ilker taşlıyurt
Blog Widget by LinkWithin